19 Mayıs 2012 Cumartesi

ULUKAYA ŞELALESİ

Şehirleşme olgusuna bağlı olarak, yaşam şartlarının güçleşmesi ve insan üzerinde yapmış olduğu baskılar, insanın boş zamanını eğlenme ve dinlenme faaliyetleri şeklindeki değerlendirme çabalarını daha da arttırmıştır. şüphesiz bu durum, rekreasyon alanlarının çeşitlenmesini de beraberinde getirmiştir.
Nispeten dokunulmamış ya da bozulmamış doğal alanlara manzaralarını, yabani bitki ve hayvanlarını olduğu kadar, varsa mevcut kültürel özelliklerini de inceleme, görme-öğrenme gibi belirli bir amaçla seyahat etmek. Şeklinde tanımlanan eko turizm son zamanlarda giderek artan bir şekilde adından bahsettirmektedir. Bu anlamda çağlayanlar da, birer doğa turizmi elamanı olarak dikkat çekerler.
Önemli doğa harikaları arasında bulunan çağlayanlar; bulundukları çevrenin doğal güzelliği, büyük yerleşme merkezlerine yakın olup olmayışları, ulaşım durumu ve konaklama tesisleri, kamp kurma imkanlarının bulunup bulunmayışlarına bağlı olarak, birer turistik çekim merkezi durumuna gelebilirler. Çünkü bunlar, sularla (akarsularla) ilgili birer doğa harikası olup, ilginç jeomorfolojik-hidrografik şekiller olmaları yanında, hem de birer manzara güzelliği harikaları olarak göze çarparlar.
Ülkemiz, potansiyel açıdan bu tür kaynaklara çokça sahip olmakla birlikte, söz konusu bu doğa harikaları, henüz yeterince değerlendirilmemiştir. Bu nedenle bu tür kaynakların etüt edilip tanıtılması, ülke turizmi açısından da önem taşımaktadır.
Ulukaya şelalesi ve kanyonunu ele alan bu çalışma, bir tanıtım yazısı olup, sadece yöre halkı tarafından tanınan bu doğa harikasının turistik potansiyelini vurgulamaktır. (Amaca uygun olarak, ilki mayıs 2002, ikincisi de temmuz 2003 olmak üzere, çalışma sahası iki defa gözlemlenmiştir) Bu çalıĢmanın, ülkemizde bir hayli fazla olan çağlayanların tanıtılması bakımından, bir katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder